Cami şerefelerinin hangi yönü gösterdiği, neden bu yöne bakılarak inşa edildiği ve camiler hakkında önemli bilgileri yazımız içinde açıklamaları ile birlikte bulabilirsiniz.
İslam dininin en önemli yapı taşlarından birisi camilerdir. Cemaat o camilerde buluşarak sohbet eder ve Allah’a şükürlerini eda ederler. Bu camilerin mimarisi de diğer yapılara göre farklılık göstermektedir. Camilerin minareleri onların uzaktan fark edilmeleri ve rahatça ulaşım sağlanmasını için yapılır. Aynı zamanda müezzinlerin eski zamanlarda seslerini daha uzak noktalara duyurmaları için özel olarak inşa edilmiştir. Günümüzde ki teknoloji sayesinde artık bu konuda daha rahat olduğumuzu söyleyebilirim. İşte bu şerefenin en yüksek noktasında bulunan balkon şeklinde fırdolayı olan çıkıntıya şerefe denilmektedir. Şerefe camiyi inşa eden mimarın stiline göre farklı şekillere sahiptir.
Şerefenin inşa edilmesi için öncelikle minarenin inşa edilmesi gerekmektedir. İslamiyet’in ilk yıllarında görülmeyen bu minareler Türk toplumunda ise Selçuklu dönemi ile birlikte görülmeye başlanmıştır. İlk inşasında ki amaç şerefeyi oluşturacak uzaklığa sesin ulaşmasını sağlayarak camiden bağımsız bir yapı inşa etmekti. Ancak zaman içerisinde ülkelerin zenginliğini göstermek amacıyla farklı üslup ve tarzlara sahip minareler inşa edilmeye başlandı. Minarelerde en çok dikkat edilen iki nokta alem ve şerefe kısımlarıdır. Alem, minarenin en yüksek noktası olmakta ve buraya aynı zamanda bayrak denilmektedir. Minarelerde alemler dinin sembolü olarak görülen “Ay” şeklinde yapılmaktadır.
Şerefe ise minarenin en süslü noktası olan bölümdür. Minarenin diğer tüm detayları ile fazla ilgilenmez ancak tabandan itibaren çok sağlam bir şekilde inşa edilmesine dikkat edilir. Bazı minareler camiden ayrı inşa edilirken bazıları ise beraber inşa edilmektedir. Temelde daha geniş olmakta ve zirveye doğru çıkıldıkça minarenin çağı daralmaktadır.
Camiler ile ilgili en çok merak edilen sorulardan birisidir. Bu soru ülkemiz için güney olarak cevaplanabilir. Ancak aslında amaç şerefenin kapısının Kabe’ye bakmasını sağlamaktır. Biz ülke olarak coğrafi anlamda kuzey yarım kürede olduğumuz için kapılarımız güneyi gösterecektir. Kaba’nin güneyinde yer alacak olan camilerde ise bu durum tam ters şekilde olacaktır. O camilerde örneğin Güney Afrika’da inşa edilecek olan bir camide şerefenin kapısı Kuzey’i gösterecektir. Bu basit detaya dikkat edilerek inşa edilmesi gerekmektedir.
Size yukarıda verdiğimiz bilgi minarenin içerisinde yukarıya kadar çıkıp şerefeye çıktığınız kapıyı ifade etmektedir. Yani zirve noktasında yer alan kapı için sizlere tanım yapmaya çalıştık. Ancak minarenin giriş kapısı olan aşağı da ki kapı Kuzey’i göstermektedir. Kuzey’den girip Güney’e doğru yolculuk etmiş olan müezzinler Ezan’ı orada okurlar. İnsanlar bazen bu iki kapı arasında ki farkı anlamamaktadır. Minarenin giriş kapısı Kuzey’i gösterirken, Şerefe kapısıysa Güney’i göstermektedir. Bu iki kapının açılış yönü minarelerde birbirinden farklı olmaktadır.
Cami inşaatı denildiğinde ilk akla gelen isimlerinde başında Mimar Sinan gelmektedir. Onun eserlerinin tamamı günümüzde hala ayakta durmakta ve İslam mimarisi için en büyük örnekler olarak gösterilmektedir. Şerefeler konusunda onun da görüşüne başvurmak o nedenle önemli bir detaydır. Ona göre beş tür şerefe tipi bulunmaktadır. Bunlar sırası ile şu şekilde sıralayan mimar, şerefe konusunda günümüzde hala yönlendirici konumunu koruyor.
Osmanlılar döneminde yapılan tüm camilere özel bir ilgi ve alaka gösterilmiştir. Her detay dikkatlice düşünülerek inşa edilmiştir. Özellikle padişahların isminin verildiği camilere karşı ayrı bir hassasiyet gösterilmiştir. O nedenle o tarihte yapılan tüm camilerde özel şifreler ve sırlar gizlenmiştir. Genelinde ortak olan detaysa bu camilerde 3 kapı olmasıdır. Bu üç kapının da kendi içerisinde farklı anlamları bulunmaktadır.
Girişte bizi karşılayan cümle kapısı bizlere kul almanın nasıl olacağını ve hakikatin olması gereken detaylarını bizlere hatırlatmaktadır. Bu kapı bize hatırlatıcıdır, anlamamız içinse mana kapısından giriş yapmamız gerekmektedir. Bu kapı bizlere kul olmanın manasının kalp ve akılın birleşmesi ile olacağının haberini verir. Bunu da geçtikten sonra son kapı olarak sacidler kapısı karşınıza çıkacaktır. Bu kapı şükür için gideceğimiz secdeyi müjdeleyen kapıdır. Bu kapıların hepsinin ortak amacı ve tüm camilerde kullanılmasının nedeni kamil insan olma yolunda bizleri yönlendirmeleridir.
Şerefe kelimesi köken olarak Farsça’dan gelmektedir. Kelime anlamı eşik veya teras olarak bilinmektedir. Şerefeler genelde taştan yapılır olarak bilinse de çağın şartlarına ve doğaya uygun olarak ahşap, tuğla veya oyma sanatı kullanılarak da inşa edilebilir.